Stefan Zweig’in kaderini hatırlanacak bir roman olan Amok Koşucusu birçok okuyucuya Amok hakkında bilgi veren bir kitaptır. Amok Sarhoşluğu diye anılan Amok Koşuculuğu Malezya ve Afrika’da görülen bir çeşit cinnet ve saplantı hali olmakla birlikte psikolojide ağır depresyonla başlayan cinnet hali olarak da adlandırılır. Bu hastalık kişinin içindeki öldürme dürtüsünü harekete geçirir ve kişi kendini bilmez bir sarhoşluk halinde, içinde sadece öldürme dürtüsüyle önüne çıkan herkesi ve her şeyi öldürmek ister.
Birçok kitabı gibi sıkmadan okutan Zweig kitabı kendisinden yardım isteyen zengin ve soylu bir kadının yardım isteğini geri çevirdikten sonra emekli olmak isteyen doktorun bu karardan pişman olup saplantılı bir şekilde amok koşusuna yakalanmasını anlatıyor. Kimsenin asıl nedenini bilmediği bir kazayla başlıyan kitapta kazanın nedenini okuyucu en sonunda anlıyor.
The amok Runner, a novel by Stefan Zweig whose fate will be remembered, is a book that tells many readers about Amok. Amok running, called amok drunkenness, is a kind of state of madness and obsession observed in Malaysia and Africa, but in psychology it is also called a state of insanity that begins with severe depression. This disease activates the urge to kill within a person, and the person wants to kill everyone and everything that stands in front of him only with the urge to kill in a state of self-conscious drunkenness.
Like many of his books, Zweig’s book describes how a doctor who wants to retire after turning down a request for help from a rich and noble woman who wants help from him regrets this decision and obsessively gets caught in an amok run. In a book that begins with an accident in which no one knows the real reason, the reader finally understands the cause of the accident.
